Dr. Özlem Albayrak

Son günlerde, ülkemizde, özellikle çocuklar ve gençlerde, ilaç kullanımı oldukça artmıştır. Bunun en önemli sebebi, aile ve bireylerin psikoterapi için yeterli zaman ve ekonomik güce sahip olmamaları ve aynı zamanda, yanlış yapılan terapi ve tedaviler ile psikoterapistlere olan güvensizliktir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu özelinde belirtecek olursam, bu sendromun ilk tedavisi kesinlikle psikoterapidir. Psikoterapi süreci ile zihin dağınıklığının aşılabilmesi için, psikoterapist ve tedavi için başvuran kişi arasındaki anlayış ve bağın gelişimi oldukça önemlidir. Bu sayede, kişi zihnini toparlamakla kalmaz, dürtüsel davranışlarla dışa vuran davranışlarının kontrolünü sağlayarak, çevresi ile olan ilişkilerini de düzenlemeyi başarır. Kişiden kişiye farklılık gösterse de, 2-3 ay içinde belirtilerin azalmaya başladığı görülür.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromunda kullanılan ilaçlar, kırmızı reçete, yani bağımlılık riski oldukça yüksek olan ilaçlardır. Bu ilaçlar, psikostimülan ilaçlardır. Yani beyindeki bazı bölgeleri aktive ederek, dikkat için gerekli bazı maddelerin ( dopamin, norepinefrin..gibi) ekstra salınımını sağlarlar. Uzun süre kullanımları, beyin hücrelerinin bazı fonksiyonları kendiliğinden yapabilme kabiliyetine zarar verebilir. Bu nedenle, psikiyatristin gerekli gördüğü zamanlarda, kısa süreli tedaviler şeklinde, psikoterapi süreçlerine ek olarak verilebilir. Ancak,

önemli yan etkileri (uykusuzluk, sinirlilik, kalp ritim bozuklukları, baş ağrısı..gibi) ve bağımlılık potansiyeli nedeniyle dikkatli ve kontrollü kullanımlarının gerekliliğini tekrar belirtmeliyim.