Danışmanlık ve psikoterapi, günümüzde birbirinin içine geçmiş alanlardır. Psikoterapist olmayan klinik psikolog ve psikolojik rehber ve danışmanların görevi danışmanlıktır. Ülkemizde bu konudaki sorun, psikoterapi adı altında danışmanlık yapılmasıdır. Danışmanlık gerektiren durumlar ile psikoterapi gerektiren durumları ortaya koymak gerekir. Bu iki sürecin birlikte yürütülmesi gibi bir durum da olabilir, ancak psikoterapi süreci ile danışmanlık sürecinin farkında olunarak devam edilmesi tedavinin gelişimi ve ilerlemesi için önemlidir.

Yaşadığımız bir olay ile ilgili çözümsüz hissettiğimizde veya bir durum karşısında kararsız kaldığımızı hissettiğimiz zamanlarda, bir ruh sağlığı uzmanına danışma ihtiyacı içinde olabiliriz. Danışmanlık (councelling),  konusunda uzman ve tecrübeli bir kişinin size, o konu ile ilgili bilgi birikimlerini aktarıp, yol göstermesidir. Çeşitli alanlardaki danışmanlık hizmetlerinde olduğu gibi (örneğin eğitim, ekonomik yatırım, yönetim), ruh sağlığı alanında da bu konunun uzmanı ve deneyimli kişilerden (psikolojik danışman, psikolog, psikiyatrist) bu hizmeti almanız mümkündür. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, danıştığınız problemin boyutu ve çözümü için gerekli olan sürecin “danışmanlık yolu ile mi, yoksa psikoterapi süreci ile mi aşılabileceğinin öngörülmesi” konusudur.  Bu sürece  baştan karar vermek önemlidir; aksi halde boşuna verilen çaba, zaman ve maddi harcama kişinin tedavi sürecini yanlış değerlendirmesine yol açabilir.