Psikoterapi Nasıl Tedavi Eder?

Psikoterapinin bir çocuğun beynini nasıl etkileyebildiği ve nasıl endişe, korku ve çatışmalarını giderdiğini, yani nasıl tedavi ettiğini,  beyinin ve işlevlerinin tüm karmaşıklığının yanısıra basitçe acıklamaya çalışacağım. Beyin gelişimini eğer bir ağaca benzetecek olursak, dalların ve yaprakların gelişimini, hangi dalların ne tarafa doğru uzayacağını, hangi şartlarda meyve verip vermeyeceğini etkileyen şartları bir düşünelim. Ağacın ne ağacı olduğu, yani cinsi, yani genetiği, çevresel iklim şartları, su ile beslenme şartları, aşıları ve budanmasıdır. Beyin yapısı da aynı bu şekilde gelişir. Genetik bir zemin üzerinde, çevresel şartlar (aile, beslenme, iklim..) ile etkilenerek büyüyen beyin hücreleri…

 

Beyinin gelişimini anlamak için temel olarak bilmemiz geren üç sey:1. Beyin gelişimi (yani beyin hücresinin oluşturduğu yollar) elastiktir yani değişebilir ve bu değişim en hızlı olarak 0-7 yaş aralığında ve ergenlik döneminde olur. 2. Beyin hücrelerinin oluşturduğu yolları değiştiren şey, beyinde üretilen bazı maddelerdir. 3. Bu maddelerin beyin hücreleri tarafından salgılanmasını sağlayan iki belirleyen vardır. Bunlardan birincisi genetik kod (yani beyinin anne ve/veya babaya benzer değişmez yapısı) ikincisi ise çevresel koşullardır (aile, okul, sosyokültürel çevre..). Genetik kod için %50, çevresel koşullar için %50 verirsek hiç de yanlış bir şey söylememiş oluruz. O halde bu 3 temel maddeyi göz önünde bulundurursak, bir çocuğun özellikle 0-7 yaş arasında ve ergenlik döneminde iyi ya da kötü olarak yaşadığı deneyimler, örneğin anlaşılamama, ihmal edileme gibi kötü ya da iyi bir bakımın sağlanması, empati ile karşılanma gibi iyi olarak yaşadığı her şey, beyin salgılarını, dolayısıyla da beyin dokusunu kalıcı olarak değiştiriyor. Farklı bir dille söylersek, çocuğun benliğinin gelişimi sırasındaki hassasiyetleri ve bu hasiyetlere karşı geliştirdiği benliğini savunma davranışları, önyargı ve değişik algı biçimleri ile, benliğine zarar geleceği korkuları belirleniyor. Gelişimin bir döneminde, bu hassasiyet ve olumsuz algılar çeşitli davranışlarla, örneğin okul korkusu, sosyal ortamlarda çekingenlik, takıntılar, uyku ve yeme sorunları gibi belirtiler ile kendisini gösterebiliyor. Bu durumda uygulanan “psikoterapi” henüz esnek yapısını kaybetmemiş olan beyin hücrelerinde tam tersi bir mekanizma ile yani beyin salgılarını düzenleyerek, o dönem ve gelecek için de kalıcı bir değişiklik sağlıyor.

Peki, bu bilgiler ışığında erişkinlikte psikoterapi işe yaramaz mı? Elbette ki yarar sağlıyor. Çünkü beyin hücreleri arasındaki bağlantılar, değişim potansiyelini ömür boyu koruyor. Ancak bu değişim çocukluktaki ve ergenlikteki kadar hızlı ve kolay değil. Yaş ilerledikçe, benzer süreçler geçerli olmasına rağmen hücreler arası bağlantıyı ve hücrelerin oluşturduğu yolları değiştirmek daha zor oluyor ve daha uzun süre gerektiriyor.

Yorum yap

Sorunuz mu Var?

Online randevu oluşturun.

    X